dün gece can bonomo konserine gittik. neden gittik? taa zonguldak'tan kalkıp buraya müzik dinlemeye, kafasını dağıtmaya gelen bi arkadaşımız var çünkü. ayrıca bi çarşamba gecesi pek de alternatifimiz yoktu.
can bonomo hakkında bildiğim şeyler çok sınırlı. izmirli olduğunu biliyorum, 2 şarkısını duysam tanırım, bi de örövizyona gitti geçen sene.
dün geceki konserden sonra şunlar eklendi bildiklerime; sevimli bi çocukmuş, grubu da sevimli. konserin ortasında şiir okudu, tahmin ettiğim kadar tiksinmedim şiirden. ben pek sevmem böyle teatral şeyleri. "kalbim ege'de kaldı"yı söyledi, bi tek ona eşlik edebildim ki onu da pek bilmiyormuşum. örövizyon şarkısını söylemedi, bunu popüler şeylere meraklı biri olarak üzüntüyle karşıladım ama kendisi için iyi bi şey yaptığını düşünüyorum örövizyonu hayatından çıkararak.
netice itibariyle uygun bi noktada durup 2 bardak votka-tonik içtim, dışarı çıkmak iyi geldi. arada izmir'i düşündüm, büyümek için ne güzel bi yer olduğunu falan. şehir içinde vapura binerek seyahat etmenin ne hoş bi şey olduğunu, hayatın izmir'de biraz daha hafif olduğunu. bilmiyorum belki de benim ruhum daha hafifti o zamanlar. "ignorance is bliss" der ya gavurlar, cehalet saadettir. buraya uygun düşüyor. yaşlanıyor olmaktan ziyadesiyle memnunum aslında, daha keskin kararlar alabiliyorum, hiç karar almamanın huzurunu yaşayabiliyorum. 30'ların ortasına doğru ilerlediğim şu zamanda annemi daha iyi anlıyorum.
anne demişken, bugünün planı dahilinde kayınval'deaanımı anıtkabir'e götüreceğiz, bi diyeceği var sanırım, yoksa kaç yıllık ankaralı neden durduk yerde ata'nın huzuruna çıkmak istesin. ben de o arada bi daha gezmiş olurum.
can bonomo hakkında bildiğim şeyler çok sınırlı. izmirli olduğunu biliyorum, 2 şarkısını duysam tanırım, bi de örövizyona gitti geçen sene.
dün geceki konserden sonra şunlar eklendi bildiklerime; sevimli bi çocukmuş, grubu da sevimli. konserin ortasında şiir okudu, tahmin ettiğim kadar tiksinmedim şiirden. ben pek sevmem böyle teatral şeyleri. "kalbim ege'de kaldı"yı söyledi, bi tek ona eşlik edebildim ki onu da pek bilmiyormuşum. örövizyon şarkısını söylemedi, bunu popüler şeylere meraklı biri olarak üzüntüyle karşıladım ama kendisi için iyi bi şey yaptığını düşünüyorum örövizyonu hayatından çıkararak.
netice itibariyle uygun bi noktada durup 2 bardak votka-tonik içtim, dışarı çıkmak iyi geldi. arada izmir'i düşündüm, büyümek için ne güzel bi yer olduğunu falan. şehir içinde vapura binerek seyahat etmenin ne hoş bi şey olduğunu, hayatın izmir'de biraz daha hafif olduğunu. bilmiyorum belki de benim ruhum daha hafifti o zamanlar. "ignorance is bliss" der ya gavurlar, cehalet saadettir. buraya uygun düşüyor. yaşlanıyor olmaktan ziyadesiyle memnunum aslında, daha keskin kararlar alabiliyorum, hiç karar almamanın huzurunu yaşayabiliyorum. 30'ların ortasına doğru ilerlediğim şu zamanda annemi daha iyi anlıyorum.
anne demişken, bugünün planı dahilinde kayınval'deaanımı anıtkabir'e götüreceğiz, bi diyeceği var sanırım, yoksa kaç yıllık ankaralı neden durduk yerde ata'nın huzuruna çıkmak istesin. ben de o arada bi daha gezmiş olurum.